ZEKÂT KİTABI
Zekât Vermeyenler Bizden Değildir
Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
“Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları tutun; hapsedin; bütün gözetleme yerlerinde onları gözetlemek için oturun. Fakat tövbe ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı da verirlerse, artık yollarını serbest bırakın. Allah, şüphesiz, çok bağışlayıcıdır; çok merhametlidir.” (Tevbe 5)
“Bununla beraber, eğer bu hallerinden tövbe ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı da verirlerse, bu takdirde, sizin dîn kardeşinizdirler. Biz, bilen kimselere âyetleri işte böyle uzun uzun açıklarız” (Tevbe 11)
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsanlarla Allah’tan başka ibadete layık hak ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın rasulü olduğuna şahitlik etmeleri, namazı kılmaları ve zekatı vermelerine kadar savaşmakla emrolundum. Bunu yaptıkları zaman, İslam hakkı hariç, kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Hesapları ise Allah’a aittir.”887 Bu hadis mütevatirdir.
Ebû Hureyre radıyallahu anh'den: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, vefat edip Ebû Bekr radıyallahu anh halife olduğu zaman, Araplardan inkâr edip kâfir olanlar oldu. Ömer radıyallahu anh dedi ki: “Bu insanlarla nasıl savaşırsın? Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“İnsanlar Lâ ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Kim Lâ ilahe illallah derse, canını ve malını benden korumuş olur. Ancak (kanının dökülmesini) hak ederse başka. Hesapları ise Allah'a aittir.” Bunun üzerine Ebû Bekr radıyallahu anh şu cevabı verdi:
“Vallahi namazla zekât arasını ayıranlara karşı mutlaka savaşırım. Çünkü zekât malın hakkıdır. Vallahi Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem zamanında ona zekât olarak vermiş oldukları dişi keçiyi bana (zekât olarak) vermemeye yeltenirlerse, bu zekâta engel olmak suçundan dolayı onlarlasavaşırım.” Sonradan Ömer radıyallahu anh dedi ki:
“Vallahi onlarla savaşılması hususundaki hüküm, Allah'ın Ebû Bekr'in gönlünü açmasından dolayıdır. Ben bu sayede onlarla savaşmanın hak olduğunu anladım.”888
Beşir b. el-Hassasiyye radıyallahu anh’den: “Biat etmek üzere Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim. Bana Allah’tan başka ibadete layık hak ilah olmadığına, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in O’nun kulu ve rasulü olduğuna şahitlik etmem, namazı kılmam, zekatı vermem, İslam’daki haccı ifâ etmem, Ramazan ayı orucunu tutmam ve Allah yolunda cihad etmem şartlarını koşunca ona:
“Ey Allah’ın rasulü! Bunlardan cihad ve zekat olmak üzere ikisine vallahi gücüm yetmez. Savaş meydanından kaçan kişinin Allah’ın öfkesine maruz kalacağını söylüyorlar. Öylesi bir durumda ölümü isteyip korkuya düşmekten endişe ederim. Zekata gelince, sadece on devem var. Bu on deveyle de ailemin sütünü karşılayıp işlerini görüyorum” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem elini önce geri çekti, sonra hareket ettirip:
“Cihad yok, zekat yok, o zaman ne ile cennete gireceksin?” buyurdu. Bunun üzerine:
“Ey Allah’ın rasulü! Sana biat ediyorum” dedim ve bütün şartlarını kabul ederek biatımı yaptım.”889
Ali b. Ebî Talib radıyallahu anh’den: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’yi fethedince Kureyş’ten bazı kimseler yanına gelerek:
“Azatlılarımızdan ve kölelelerimizden bazı kimseler sana katılmış bulunuyor. Aslında bunlar dinine girmeyi arzu eden kimseler değildir. Bütün bunların istedikleri bizim davarlarımızdan ve ekinlerimizden kaçmaktır” dediler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’a yemin ederim ey Kureyş’liler! Ya namazı dosdoğru kılar, zekatı verirsiniz, yahut da üzerinize din adına boyunlarınızı vuracak bir adam gönderirim.”890
Enes radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Zekâtını vermeyen kişi kıyamet gününde cehennemde olacaktır.”891
İbn Mes’ud radıyallahu anh’den: “Zekât vermeyen Müslüman değildir.”892
bn Mes’ud radıyallahu anh’den: “Zekât vermeyenin namazı da yoktur.”893
887 Sahih. Buhari (25) Muslim (22)
888 Sahih. Buhari (6924) Muslim (20)
889 Sahih. Hakim (2/89) Ahmed (5/224) Taberani (2/28) Hatib, Tarih (1/195) Beyhaki, Şuabu’l-İman (3/186)
890 Sahih. Hakim (4/332) Tirmizi (3715)
891 Hasen. Taberânî Mu’cemu’s-Sagir (935) el-Elbânî, Sahihu’l-Camî (5683)
892 Hasen. İbn Ebi Şeybe (3/114)
893 Hasen. İbn Ebi Şeybe (3/114)
Zekâtı Vaktinden Geciktirenler Lanetlenmiştir
İbn Mes’ud radıyallahu anh şöyle demiştir:
“Faizi yiyen ve yediren, faizli bir akdi bilerek yazan ve buna şahit olan, güzellik için dövme yapan ve yaptıran, vakti geçene kadar zekatı geciktiren ve hicret ettikten sonra dönüp çöle yerleşenler kıyamet gününde Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in diliyle lanetlenmiştir.”894
894 Hasen. Ahmed (1/409) İbn Huzeyme (2250) İbn Hibban (8/44) Hakim (1/545) Nesaî (5102)
Zekat Vermeye Engel Olanlar Kafirlere Benzer
İbnAbbasradıyallahuanhumaşöyledemiştir: “Musaaleyhi's-selâm kavminin yanına gelince onlara zekat vermelerini emretti. Karun ise onları toplayıp şöyle dedi:
“O size namaz kılma emrini ve daha başka şeyler getirdi. Bunlara katlandınız. Peki mallarınızı da O’na vermeye katlanacak mısınız?” Onlar:
“Mallarımızı O’na vermeye katlanmayız. Senin görüşün nedir?” dediler. O da onlara şöyle dedi:
“Görüşüme göre İsrailoğullarının fahişesine haber salalım. Onu Musa’nın yanına gönderelim. O da Musa’nın kendisine teslim olmasını istediğini söyleyerek O’na iftirada bulunsun.” Musa aleyhi's-selâm Allah’a yalvarıp onlara beddua etti. Allah da arza O’na itaat etmesini emretti. Musa aleyhi's-selâm yere:
“Onları al” dedi. Yer onları topuklarına kadar aldı. Onlar:
“Ey Musa! Ey Musa!” demeye başladılar. Sonra yine yere:
“Onları al” dedi. Onları dizlerine kadar içine aldı. Onlar:
“Ey Musa! Ey Musa!” diye yalvarmaya başladılar. Sonra yine yere:
“Onları içine al” dedi. Bu sefer yer onları boyunlarına kadar içeri aldı. Onlar:
“Ey Musa! Ey Musa” demeye başladılar. Musa aleyhi's-selâm yere:
“Onları al” dedi. Yer onları içine alıp kaybetti ve görünmez oldular. Bunun neticesinde Allah, Musa aleyhi's-selâm’a şunu vahyetti:
“Ey Musa! Kullarım senden dilekte bulundular, sana yalvardılar, sen onların dileklerini kabul etmedin. İzzetime yemin olsun ki, bana dua etmiş olsalardı, onların dualarını kabul edecektim.” İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki:
“İşte Allah Azze ve Celle’nin: “Sonra biz onu da, evini de yere geçirdik” (Kasas 81) ayeti bunu anlatmaktadır. Allah onu yerin en alt tabakasına geçirdi.”895
895 Sahih. Hakim (2/443)
Cimrilik Yapan Zengin Münafıklara Benzer
Allah katında olanlara ve ahiret yurduna güvenmediklerinden ötürü münafıklar dünyaya ve mal toplamaya hırs gösterirler, Allah yolunda harcamazlar. Allah Teâla onlar hakkında şöyle buyurmaktadır;
“Münafık erkekler ve münafık kadınlar (sizden değil), birbirlerindendir. Onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyar ve cimrilik ederler. Onlar Allah'ı unuttular. Allah da onları unuttu!” (Tevbe 67)
İnfak etmek zorunda kalırlarsa bu onlara meşakkat verir. Allah Teâla buyurur ki
“Ve istemeye istemeye sadaka verirler. Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.” (Tevbe 54-55)
“Onlardan kimi de, “Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz sâlihlerden olacağız!” diye Allah'a and içti. Fakat Allah lütfünden onlara (zenginlik) verince, onda cimrilik edip (Allah'ın emrinden) yüz çevirerek sözlerinden döndüler.” (Tevbe 75-76)
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hutbe verip şöyle buyurdu:
“Cimrilikten sakının. Çünkü sizden öncekiler cimrilik ile helak oldular. Cimrilik duyguları onlara cimri davranmayı emretti, onlar da cimrilik ettiler. kendilerine akrabalık bağlarını kesmeyi emretti, onlar da akrabalık bağlarını kestiler. Kendilerine günah işlemeyi emretti, onlar da günah işlediler.”896
Enes radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Üç şey helak edicidir: Tabî olunan bir hevâ, boyun eğilen bir cimrilik ve kişinin kendisini (bir rivayette kendi görüşünü) beğenmesi.”897
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Şu iki şey bir kulun kalbinde bir arada bulunmaz: İman ve cimrilik.”898
896 Sahih. Ebu Davud (1698) Hakim (1/576) Ahmed (2/191)
897 Sahih ligayrihi. Ebu’ş-Şeyh, Tabakat (2/59) Şecerî, Emalî (2527) El-Elbani, Sahihu’l-Cami (3039)
898 Hasen. İbn Hibban (8/43) Hakim (2/82) Nesai (3114) Ebu Avane (4/476) Ahmed (2/340) Buhari Tarihu’l-Kebir (4/307) İbn Bişran Emali (1448)
Israrla İsteyen ve İhtiyacı Olmadığı Halde Dileneni Allah Sevmez
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki Allah Teâlâ ısrarla isteyen/dilenen kimseyi sevmez.”899
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim dilenmez, müstağni olursa Allah onu zengin kılar. Kim iffet sahibi olmayı isterse Allah onu iffetli kılar. Kim Allah’tan kendine yetebilemeyi isterse Allah onu kendine yeterli kılar. Kim yanında bir ukiyye değerinde malı olduğu halde dilenirse ısrarla istemiş olur.”900
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Malını artırmak için insanlardan mallarını isteyen kimse şüphesiz cehennemin ateş korlarını istemiş olur. Artık bunu ya azaltsın ya da çoğaltsın.”901
Hubşî b. Cunade radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İhtiyacı olmadan dilenen kişi ancak ateş koru yer.”902
Allah’ın Vechiyle İsteyen Lanetlenmiştir
899 Sahih. Beyhaki Şuab (5/163) İsmailî, Mu’cem (234) Ebu Nuaym, Tarihu İsbehan (1/45) Ebu’ş-Şeyh Tabakat (2/304) es-Sehmî, Tarihu Curcan (s.101) El-Elbani es-Sahiha (1320)
900 Sahih ligayrihi. Ahmed (3/7, 9) İbn Hibban (8/184) İbn Huzeyme (2447) Ebû
Dâvûd (1628) Nesâî (2595) Darekutni (3/20)
901 Sahih. Muslim (1041) Ahmed (2/231) İbn Mace (1838)
902 Sahih. İbn Huzeyme (2446) Ahmed (4/165) İbn Kani Mu’cem (1/198) Taberani (4/15) Buhari Tarih (3/127)
Ebû Mûsâ radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’ın veçhiyle isteyen lanetlenmiştir. Günah olan bir şeyi istemediği sürece kendisinden Allah’ın veçhiyle isteyen kimseye vermeyen de lanetlenmiştir.”903
Rifaa b. Rafi radıyallahu anh’ın azatlısı Ebu Ubeyd’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’ın veçhiyle isteyen lanetlenmiştir. Kendisinden Allah’ın veçhiyle isteyen kimseye vermeyen de lanetlenmiştir.”904
903 Hasen. Taberani ed-Dua (2112) Ru’yanî, (495) İbn Asakir (26/58) Deylemi (6388) el-Elbani, Sahihu’l-Cami (5890)
904 Hasen ligayrihi. Taberani (22/377) Ebu Nuaym Marife (6901) İbn Ebi Hatim, Merasil (942)
Allah Adına İstendiği Halde Vermeyen Şerli İnsanlardandır
İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsanların en şerlisini size haber vereyim mi?” Sahabeler: “Evet ey Allah’ın rasulü!” dediler. Şöyle buyurdu: “Allah adına kendisinden bir şey istenip de vermeyen kimsedir.”905
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dikkat edin! Size insanların en şerlisini haber vereyim mi?” “Evet” dediler. Şöyle buyurdu: “Kendisinden Allah adına istenip de vermeyen kimsedir.”906
İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah adına sığınma isteyeni sığındırın, sizden Allah’ın veçhiyle istekte bulunana verin.”907
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah adına isteyene verin, Allah adına sığınanı sığındırın, sizi davet edene icabet edin. Size hediye verene karşılık verin. Eğer buna gücünüz yetmiyorsa onu ödediğinize kanaat edinceye kadar ona dua edin.”908
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden Allah adına isteyene verin, Allah adına size sığınanı sığındırın. Sizi davet edene icabet edin.”909
905 Sahih. İbn Hibban (2/367) Ziya, el-Muhtare (11/255-258) Ahmed (1/237, 319) Tirmizi (1652) Nesâî (2569) Buhârî Tarih (1/362)
906 Sahih ligayrihi. Ahmed (2/396)
907 Hasen. Ahmed (1/249) Ebû Dâvûd (5108) Ebû Ya’la (4/412, 5/140)
908 Sahih. Ahmed (2/68, 95, 127) İbn Hibban (8/169, 199) Hakim (1/572) Ebû Dâvûd (1672, 5109) İbn Mende Tevhid (390)
909 Sahih. Hakim (1/573) Ahmed (2/512)