YEME VE İÇME KİTABI
İçki İçenler Müminlere Benzemez
Allah Teâla şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?” (Maide 90-91)
İbn Amr radıyallahu anhuma’dan: “Bu ayet, Tevrat’ta şöyle geçmektedir:
“Allah Teâlâ bâtılı, oyunları, raks etmeyi, zurnaları, gitarları, defleri, tanburları, şiir okumayı ve içkiyi bir defa bile tatmayı yasak etmek için hakkı indirdi. Yice rabbim izzeti ve gücüne yemin ederek:
“Onu haram kıldıktan içen her kişiyi kıyamet gününde mutlaka susuz bırakacağım. Onu haram kıldıktan sonra terk eden kişiye de mutlaka Kudüs
harmanları hurmalarından yapılmış şaraptan içireceğim” buyurdu.”1284
Osman Radıyallahu anh şöyle demiştir: "İçki içmekten uzak durun çünkü o kötülüklerin anasıdır. Sizden önceki ümmetler arasında ibadetle meşgul olan bir adam vardı. Fahişe bir kadın ona kafayı taktı ve hizmetçisini göndererek;
"Şahitlik için seni istiyoruz" diye onu çağırttı, o hizmetçiyle beraber onun yanına kadar geldiler. Her bir kapıdan içeri girince hizmetçi kapıları kilitliyordu sonunda güzel bir kadının yanına geldi kadının yanında bir çocuk, bir kap içersinde de içki vardı. Kadın o gelen adama:
"Allah’a yemin olsun ki ben seni şahitlik için çağırmadım ya benimle ilişki kurarsın veya bu içkiden içersin veya bu çocuğu öldürürsün." Adam:
"Öyleyse bana bir kadeh içki ver" dedi. Kadın bir kadeh içki verdi. Adam:
"Tekrar ver" dedi ve sarhoş olunca kadınla zina etti çocuğu da öldürdü. (İşte bu olaydan ibret alıp) içkiden uzak durun! Allah’a yemin ederim ki şarap alışkanlığı ile iman bir arada olamaz mutlaka biri diğerini uzaklaştırır."1285
İşte içkinin durumu budur. Aklı örttüğü zaman insan, çirkin olan ne varsa yapar. Kim bir kadeh içerse, aklının daha fazla zail olmasını talep etmiş olur. Bu yüzden içkinin azı dahi haramdır. Abdullah b. Amr b. el-As radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır."1286 Aynısını Cabir radıyallahu anh de rivayet etmiştir.1287
Nitekim din, sarhoş edici şeylerin kapısını kapatmış, bir yudumunu dahi haram kılmıştır.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem), hamr'ın adının sonradan değiştirileceğini, hamr kelimesinin anlamının boşaltılacağını haber vermiştir. Bunun için Ebu Malik el-Eşari radıyallahu anh’ın rivayet ettiği hadiste Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Elbette ümmetimden bazı insanlar hamr'ı (içkiyi) içecek ve ona isminden başka bir isim vereceklerdir."1288
Aynısını Aişe1289, Ebu Umame1290, Ubade b. Samit1291, Ebu Hureyre1292, İbn Ömer1293, İbn Abbas1294, Hucr b. Adiy1295 ve Keysan1296 radıyallahu anhum de rivayet etmişlerdir.
İsmi hamr olmasa da sarhoş edici olan her şey haramdır. İsmi; nebiz, rakı, bira (arpa suyu), viski, şampanya, konyak, vodka, ruhi meşrubat veya başka bir şey olsun fark etmez. İsmi hamr olmaması sebebiyle buna kendini ikna etmesine mecal yoktur. İnsan ancak kendisini kandırmış olur. Hatta hiç kimse bu içkilerin hamr olmadığını söyleyemez. Zira İbn Ömer radıyallahu anhuma’nın rivayet ettiği hadiste Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem):
"Her sarhoş edici şey hamrdır"1297 buyurmuştur. Her sarhoş eden şey hamr olduğuna göre o haramdır. Aişe radıyallahu anha’nın rivayet ettiği hadiste Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem):
"Her sarhoş edici şey haramdır"1298 buyurmuştur.
Burada Allah'ı aldatmaya çalışan, fakat ancak kendilerini aldattıklarının farkında olmayan insanlara reddiye vardır. Onlar sarhoş olmayacak kadar hamr içtiklerini, bunun portakal veya elma gibi meyvelerin suyu nispetinde olduğunu söylerler. Başkalarını sarhoş eden şey zatıyla haramdır. Onu sarhoş etmeyecek kadar dahi içmek haramdır. Çoğu sarhoş eden şeyin, sarhoş etmeyecek kadar içse bile, azı da haramdır.
Allah Teala kullarına şeytanın ancak insanlar arasında içki sebebiyle düşmanlık ve nefret yaymak istediğini bildirmiştir. Kalplerinde kin bulunmayan nice toplantı arkadaşları vardır ki, içki içip sarhoş olunca kavga ederler, birbirlerini döverler, yaralarlar, yüzlerini çirkinleştirirler, aralarında düşmanlık ve buğza düşerler.
Nice toplantı arkadaşları duymuşuzdur ki, içki içmek üzere bir araya geldiklerinde sarhoş olmuş, biri diğerini öldürmüş, sonra katile had uygulanmıştır. Bunun sebebi içki yudumundan başka bir şey midir? Ebu’d- Derda radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"İçki içmeyiniz! Zira o her kötülüğün anahtarıdır."1299 Aynısını İbn abbas radıyallahu anhuma rivayet etmiştir.1300
Allah Teala bu yüzden bizleri içkiden sakındırmış, bize onu yasaklamış ve bize ondan en şiddetli bir şekilde uzaklaşmamızı emretmiştir. İçki içmekten hariç, içkiyle alakası olan her muameleden de yasaklamıştır. Nitekim on yönden içki sebebiyle lanet varit olmuştur. İbn Ömer radıyallahu anhuma rivayet ediyor: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah hamra (sarhoş edici içkiye), içene, sunan kimseye, satana, satın alana, hazırlayana, hazırlatana, taşıyana, taşıtana ve kazancını yiyene lanet etsin."1301
Hatta burada sayılan on durum dışında da dinin yasakladığı durumlar vardır. Bu da insanın, üzerinde içki dolaşan sofraya oturmasıdır. Cabir radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kimse sakın üzerinde içki dolaşan bir sofraya oturmasın."1302
Eğer bu insan içki içmese ve zikredilen diğer fiilleri de yapmasa bile bu durumda oluyorsa, o halde içki içenin durumu nasıl olur?
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Zina eden, zina ettiği sırada mümin değildir. Sarhoş edici içki içen içtiği sırada mümin değildir. Hırsızlık yapan çaldığı sırada mümin değildir. İnsanların gözleri kendisine dikilmiş halde iken yağma yapan, yağmaladığı sırada mümin değildir.”1303
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem içki içenden iman vasfını nefyetmiştir. İmanın kendisinden nefyedildiği kimse bu halde ölürse, hesabı çok zor ve kıyamette akibeti vahim olur. Ebu’d-Derda radıyallahu anh’den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"İçkiye devam eden kimse cennete giremez."1304
Aynısını İbn Abbas1305, İbn Amr1306, İbn Ömer1307, Ebu Said1308 ve Ebu Musa1309 radıyallahu anhum de rivayet etmişlerdir.
Bu akibetlerin en düşüğü, dünyada içki içtiği halde cennete giren müslümanın ahiret içeceklerinden mahrum edilmesidir.
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim dünyada (sarhoş edici) içki içer de sonra bundan tevbe etmezse, ahrette ondan mahrum olur."1310
Sarhoş etmeyecek kadar olsa dahi içki içen kimse hakkında tehdit vardır. Zira bu tehditi bildiren hadiste mücerret olarak içki içmek zikredilmiş, kayıtlama yapılmamıştır.
Hattabî ve Şerhu's-Sunne adlı eserinde Begavî derler ki: "Bu hadisin anlamı: "O kimse cennete giremez" demektir. Zira hamr, cennet içkilerindendir. Onu içmekten mahrum edilmesi, cennete giremeyeceğini gösterir."
İbn Abdilberr şöyle demiştir: "Bu, cennete girmekten mahrum edilmeyi ifade eden şiddetli bir tehdittir. Hadis, Ehli Sünnete göre şu şekilde yorumlanmıştır: Cennete giremez ve orada içkisinden içemez. Ancak diğer büyük günahlarda olduğu gibi, Allah onu affederse bu müstesnadır. Bu tamamen Allah'ın dilemesindedir."1311 Durumun nasıl olacağını en iyi bilen Allah'tır.
Dünyadaki durumuna gelince, içki içenin tevbe etmeden ölme tehlikesi vardır. Allah Azze ve Celle içki içen kimseden kırk gece razı olmaz. Eğer ölürse, kâfir olarak ölür. Şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz'a bu mesele sorulunca şöyle dedi: "Bu tehdit ve korkutma babındandır. Kafir olması ile küçük küfür kastedilmiştir. Ancak içkiyi helal sayarsa büyük küfür ile kafir olur.”
İçki, Allah'ın zikrinden ve namazdan engeller. Hatta namaz kılsa Allah Azze ve Celle onun namazını kırk sabah kabul etmez.
İbn Amr radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim içki içerek sarhoş olursa kırk gün namazı kabul edilmez. Eğer o halde ölürse puta tapan gibi ölmüş olur.”1312
İbn Amr radıyallahu anhuma’dan gelen diğer rivayette Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"İçki içen kimsenin namazını Allah Azze ve Celle kırk sabah namazını kabul etmez. Eğer tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Eğer tekrar içerse Allah onun namazını kırk sabah kabul etmez. Eğer tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Eğer tekrar içerse Allah onun namazını kırk sabah kabul etmez. Eğer tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Eğer dördüncü defa tekrar içerse Allah onun namazını kırk sabah kabul etmez. Tevbe ederse Allah onun tevbesini de kabul etmez ve ona "tıynetu'l-habal" nehrinden içirir."
"Tıynetu'l-habal" nedir ey Ebu Abdurrahman?" dediler.
"Tıynetu'l-habal cehennemliklerin irinlerinden oluşan bir nehirdir."1313
Allah Azze ve Celle, içki içmesi sebebiyle kişinin kırk gün namazını kabul etmez. Bununla beraber içmeye devam ederse, o kimse Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şu hadislerinde anlattığı gibidir:
İbn Amr radıyallahu anhuma’dan gelen diğer rivayette Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“İçki içen puta tapan gibidir. İçki içen Lat ve Uzza’ya tapan gibidir.”1314
İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İçki bağımlısı olduğu halde Allah ile karşılaşan, puta tapan kimse gibi karşılaşır.”1315
Cabir radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İçki bağımlısı olarak ölen puta tapan gibidir.”1316
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdu ki:
“İçki müptelası (=şarap düşkünü), puta tapan gibidir."1317
Enes radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
“Faize devam eden puta tapan gibidir. Sarhoş edici içkiye devam eden puta tapan gibidir.”1318
Cezalandırılması ve kendisine had uygulanması hususuna gelince; Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, âlemlerin Rabbi'nin teşri kılmasıyla şöyle buyurmuştur:
"İçki içene celde (sopa) vurunuz. Sonra yine içerse yine sopa vurunuz. Sonra yine içerse yine sopa vurunuz. Sonra yine içerse öldürünüz."1319 Bu içki içen kimsenin hak ettiği cezadır. Ancak öldürülmekle cezalandırılması kaldırılmış, sopa cezası baki kalmıştır. Bu da kırk sopadır.
Deylem el-Himyerî radiyallahu anh'den:
“Dedim ki: “Ey Allah'ın rasulü! Biz soğuk bir ülkedeyiz, zor işlerde çalışıyoruz. Bu buğdaydan şarap edinip içiyoruz, işlerimize karşı güçlü oluyoruz ve ülkemizin soğuğuna karşı da mukavemetli oluyoruz.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Sarhoş yapıyor mu?” diye sorunca;
“Evet” dedim. Şöyle buyurdu:
“Ondan uzak durun!” Ben:
“İnsanlar onu içmeyi bırakmazlar” dedim.
“Bırakmazlarsa onlarla savaşın!” buyurdu.1320
1284 Sahih mevkuf. İbn Ebî Hâtim (6744) Beyhaki (10/222)
1285 Sahih mevkuf. Nesai (5666) Cuz’u Sa’dan (17) Hilaiyyat (el yazma no: 443) İbn Ebi’d-Dunya, Zemmu’l-Muskir (3)
1286 Sahih. Ahmed (2/167, 179) Nesai (5607) İbn Mace (3394)
1287 Sahih. Ebu Davud (3681) İbn Mace (3393) Tirmizi (1865)
1288 Sahih. Ebu Davud (3688) İbn Hibban (15/160) Ahmed (5/342) İbn Mace (4020) İbn Ebi Şeybe (5/472) Buhari Tarih (1/305)
1289 Hasen. Hakim (4/164) İbn Vehb, el-Cami (46) Darimi (2145) Ebu Ya’la )4390(
1290 Sahih. İbn Mace (3384) İbn Asakir, Tarih (36/238)
1291 Sahih. İbn Mace (3385) Tayalisi (586) Ebu’l-Kasım el-Harafî, Emali (26)
1292 Sahih ligayrihi. Taberani, Musnedu’ş-Şamiyyin (430)
1293 Sahih ligayrihi. Hatib, Tarih (6/204) Muhammed b. Mahled el-Attar, Munteka (el yazma no:30)
1294 Sahih. Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (11/114) Taberani (11/118)
1295 Sahih ligayrihi. İbn Kani, Mu’cem, İbn Hacer, el-İsabe (2/38)
1296 Sahih ligayrihi. Ebu Nuaym, Marife (6408) Abdulcebbar el-Havlani, Tarihu Dariya (s.82) İbn Asakir, Tarih (61/414)
1297 Sahih. Nesai (5584)
1298 Sahih. Buhari (242) Muslim (2001)
1299 Hasen. İbn Mace (3371, 4034) Buhari Edebu’l-Mufred (18) Bezzar (10/81) Beyhaki Şuab (5/11) Temmam, Fevaid (1791)
1300 Sahih. Hakim (4/162) Beyhaki Şuab (5/10) Deylemi (3796)
1301 Sahih. Ebu Davud (3674) İbn Mace (3380) Hakim (2/37, 4/160) Ahmed (2/25, 71, 97) İbn Ebi Şeybe (5/189) Ebu Ya’la (5583) Bezzar (12/233)
1302 Hasen. Tirmizi (2801) Hakim (4/320) Nesai Sunenu’l-Kubra (6708) Taberani Evsat (8/141) Ebu’ş-Şeyh Tabakat (711)
1303 Sahih. Buhari (2475, 5578) Muslim (57)
1304 Sahih. İbn Mace (3376)
1305 Hasen. Bezzar (11/188) Nesai Sunenu’l-Kubra (4900) Taberani (11/98)
1306 Sahih. Nesai, Sunenu’l-Kubra (4896) Beyhaki Şuab (6/192) Hatib (11/16)
1307 Hasen. Ebu Nuaym, Hilye (9/253) Taberani Evsat (3/19)
1308 Sahih. Nesai, Sunenu’l-Kubra (4899) Ebu Nuaym, Hilye (3/309)
1309 Hasen. İbn Hibban (13/507) Ebu Ya’la (13/223)
1310 Sahih. Buhari (5575) Muslim (2003) İbn Mace (3373)
1311 Bkz.: Fethu'l-Bari (10/32-33)
1312 Hasen. Bezzar (6/366, 367) Ali el-Harbi, Fevaidu’l-Munteka (el yazma no:57)
1313 Sahih. İbn Hibban (12/180) İbn Mace (3377) Tirmizi (1862) Darimi (2136)
1314 Hasen. Ebu Nuaym Ahbaru İsbehan (1/130) Said b. Mansur (817) Haris b. Ebi Usame Musned (549)
1315 Sahih ligayrihi. İbn Hibban (12/167) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (10/330, 13/65) Ahmed (1/272) Abdurrazzak (9/238) Abd b. Humeyd (708) Bezzar (11/289) Taberani (12/45) Ebu Nuaym Hilye (9/253) İbn Bişran Emali (1346) Ebu’l-Hasen b. es-Saka, Meclis (29)
1316 Hasen. Buhari Tarih (3/515)
1317 Hasen. İbni Mace (3375) Buhârî Tarihu’l-Kebir (1/129) Ebu’ş-Şeyh Tabakat (228) Beyhaki Şuab (5/12) Ebu Bekr el-Anberi Meclis (el yazma no:3) Darekutni el- İlel (5/78) el-Elbani es-Sahiha (2/294)
1318 Zayıf. Taberani Evsat (5/107) İbn Asakir Tarih (21/243) isnadında Cunade b. Mervan zayıftır.
1319 Sahih. Nesai (5661) Bezzar (15/226) Buhari, Tarih (1/244) Şafii, Musned (1560) İbn Hazm, el-Muhalla (11/367)
1320 Sahih. Ebu Davud (3683) İbn Sad (5/534) İbn Ebi Şeybe (7/459) Buhari Tarih (7/136)
Yemeklerde Titizlik Hususunda Aşırılık Yapanlar Hristiyanlara Benzer
Adiy b. Hatim radıyallahu anh’den: “Dedim ki:
“Ey Allah’ın rasulü! Bazı yemeklerden dolayı bende isteksizlik oluyor” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yemekler konusunda gönlünde sıkıntı olmasın. Aksi halde Hristiyanlara benzemiş olursun.”1321
Hulb et-Tâî radıyallahu anh’den gelen rivayette: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Hristiyanların yemeklerinden yemenin hükmünü sordum. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Herhangi bir yemekten dolayı sakın kalbine şüphe düşmesin. Aksi halde bu hususta şüphelenip aşırı giden Hristiyanlara benzemiş olursun.”1322
1321 Hasen. Tirmizi (1565) Tayalisi (1129) Ahmed (4/258, 377) İbn Hibban (2/43) Taberani (17/104) Beyhaki (7/279) İbnu’l-Cad Musned (572)
1322 Hasen. Ebu Davud (3784) Tirmizi (1565) İbn Mace (2830) Ahmed (5/226- 227) Taberani (22/166-167) İbn Ebi Şeybe (6/433)
Bazı Yiyecek ve İçecekleri Kendisine Haram Kılanlar Şeytana Uymuştur
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın! Muhakkak ki Allah haddi aşanları sevmez! Allah’ın size rızık olarak verdiği helal ve temiz olan şeyleri yiyin de kendisine iman ettiğiniz Allah’tan sakının!” (Maide 87-88)
Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’e içinde süt bulunan bir tulum getirildi. Yanında bulunanlara:
“Yaklaşın” dedi. Onlar da ondan yemeye başladılar. Aralarından birisi kenarda durmuştu. Abdullah radıyallahu anh:
“Gel” deyince o:
“Canım istemiyor” dedi. Abdullah:
“Neden?” dedi. Adam:
“Çünkü ben sütü haram kıldım” dedi. Abdullah radıyallahu anh dedi ki:
“Bu şeytanın adımlarındandır.” Sonra şu ayeti okudu:
“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı o temiz ve en güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide 87) Sonra:
“Yaklaş ve ye. Yeminine de kefarette bulun. Çünkü bu senin yaptığın şeytanın adımlarındandır” dedi.1323
İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: “Bir kişi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek:
“Ey Allah’ın rasulü! Ben et yediğim zaman kadınlara karşı şehvetim artıyor. Bu sebeple kendime et yemeyi haram kıldım” dedi. Bunun üzerine Maide 87. ayeti nazil oldu.”1324
Enes radıyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından bir grup Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımlarına onun gizli olarak yaptığı ibadetleri sordular. Bunun üzerine:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem nerede, biz neredeyiz. Allah onu geçmiş ve gelecek günahlardan affetmiştir” dediler. Kimisi:
“Artık ben et yemeyeceğim”, - bir rivayette kimisi:
“Ben evlenmeyececeğim” dedi - kimisi:
“Artık ben yatağımda uyumadan namaz kılacağım”, kimisi de:
“Her gün oruç tutacağım” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kalkıp Allah’a hamdu senâ ettikten sonra şöyle buyurdu:
“Ne oluyor da bazı kavimler şöyle şöyle diyor? Vallahi ben Allah’tan en çok korkan ve O’ndan en çok sakınanızım. Lakin ben namaz kılar, sonra uyurum. Bazen oruç tutar, bazen tutmam ve hanımlarıma yaklaşırım. Her kim sünnetimden yüz çevirirse o benden değildir.”1325
1323 Sahih mevkuf. Hakim (2/343) Taberani (9/184) Abdurrazzak (8/498) Said b. Mansur Tefsir (772) Beyhaki (7/354)
1324 Sahih. Tirmizî (3054) Taberî (8/613) İbn Ebî Hâtim (6687) Taberânî (11981)
1325 Sahih. Ahmed (13534) Buhârî (5063) Muslim (1401)
Bazı Balık Cinsini Haram Sayanlar Cahiliyye Ehline Benzer
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Dillerinizin yalan vasfetmesi dolayısıyla “şu helâldir; bu da haramdır” demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmiş olursunuz. Allah'a iftira edenler ise, asla felah bulmazlar.” (Nahl 116)
İkrime şöyle demiştir: “İbn Abbas radıyallahu anhuma’ya yılan balığı soruldu. Dedi ki:
“Onda bir sakınca yoktur. Onu ancak Yahudiler haram kılmıştır. Biz yeriz.”1326
Şanlı Urfa’da Balıklı Göl diye bilinen yerin balıklarını haram saymak ve bu balıkları yiyenler hakkında uydurulan hurafeler de cahiliyye kalıntılarındandır.
1326 Sahih mevkuf. İbn Ebi Şeybe (5/146) Fethu’l-Bari (9/615)
Altın ve Gümüş Kaplar Kullananlar Bizden Değildir
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İpek giyen ve gümüş kaptan içen bizden değildir. Kadını kocasına karşı veya köleyi efendilerine karşı aldatarak kışkırtan bizden değildir.”1327
Huzeyfe radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Altın ve gümüş kaplarda içmeyin. İpek ve ibrişim elbise giymeyin. Zira bunlar dünyada onlar (müslüman olmayanlar) ve ahirette de sizler içindir.”1328
1327 Sahih. Taberani Mu’cemu’s-Sagir (698) Mu’cemu’l-Evsat (5/115, 8/79) Ebu Nuaym Hilye (3/114) Hatib Tarih (14/54-55)
1328 Sahih. Buhari (5632-33) Muslim (2067)
Yedi Mideyle Yiyen Kafirlere Benzer
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir kâfiri misafir etmişti. O, bir koyunun sütünün sağılıp kâfire içirilmesini emretti. Koyun sağıldı, kâfir kaptaki bütün sütü içti. Sonra başka bir kap getirildi. Kâfir onu da içti. Daha sonra başka bir kap getirildi, onu da içti. Böylece kâfir, yedi koyunun sütünü bitirdi. Sabah olunca o, Müslüman oldu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yine, onun için, bir koyun sağılmasını emretti. Bu defa kâfir, sütün tamamını içemedi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
“Mümin bir mide için içer, kâfir ise yedi mide için içer” buyurdu.”1329
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslüman bir mideyle yer, kâfir yedi mideyle yer.”1330
Bu hadis mütevatirdir: İbn Ömer1331, İbn Amr1332, İbnu’z-Zubeyr1333, Ebu Musa1334, Enes1335, Cabir1336, Ebu Said1337, Semura1338, Cehcah el- Gıfari1339, Nadle b. Amr1340, Meymune1341 Cuheyne kabilesinden biri1342, Sikkîn ed-Damrî1343 ve Ebu Basra el-Gıfarî1344 radıyallahu anhum’den gelmiştir.
1329 Sahih. Müslim, (2063) İbn Hibbân (1/379, 12/40) Muvatta (2/924) Ahmed (2/375) Tirmizî (1819)
1330 Sahih. Buhari (5396) Muslim (2063) İbn Hibban (1/378)
1331 Sahih. Buhari (5393) Muslim (2060) İbn Hibban (12/43)
1332 Sahih. Ebu Avane (8435) Taberani (13/41)
1333 Sahih. Taberani Evsat (7/348) Dulabî, Kuna (1/328)
1334 Sahih. Muslim (2062) İbn Hibban (12/38)
1335 Sahih. Ziya el-Muhtare (5/267) Taberani Evsat (1/276)
1336 Sahih. Muslim (2061) Ebu Avane (8408) Ahmed (3/333, 357, 392)
1337 Sahih. Ebu Avane (8430) Ebu Ya’la (4/53) Taberani (7/230)
1338 Sahih. Ebu Avane (8431) Bezzar (10/437)
1339 Sahih. Ebu Avane (8432) Ebu Ya’la (2/218) Taberani (2/274)
1340 Sahih. Ebu Avane (8433) Buhari Tarih (8/119) Ebu Ya’la (3/158)
1341 Sahih. Ebu Avane (8434) Ahmed (6/335) Taberani (23/432)
1342 Sahih. Ahmed (5/369) Tahavî Şerhu Muşkili’l-Asar (2014)
1343 Sahih ligayrihi. Ebu Nuaym, Marife (3671)
1344 Hasen. Ahmed (6/397) Taberani Evsat (9/137)
Dayanarak/Bağdaş Kurarak Yemek Zorbalara Benzemektir
Abdullah b. Busr radıyallahu anh’den:
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e koyun eti hediye ettim. Dizleri üzerine oturup yedi. Bir bedevi:
“Bu oturuş da nedir?” dedi. Buyurdu ki:
“Şüphesiz Allah beni kerim bir kul kıldı. Zorba ve inatçı kılmadı.”1345
Ubey b. Kab radıyallahu anh’den:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem iki dizi üzerine oturur, bağdaş kurmazdı.”1346
Ebu Cuhayfe radıyallahu anh’den “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ben dayanarak/bağdaş kurarak yemem.”1347
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan:
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in dayanarak/bağdaş kurarak yediği hiç görülmemiştir...”1348
Enes radıyallahu anh’den;
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, ölünceye kadar hıvan (masa) üzerinde yemedi.” Diğer rivayette:
“Sükürrüce (nihale ve tahta sofra) üzerinde yediğini hiç bilmem”. Katade’ye:
“Ne üzerinde yerlerdi?” diye sorulunca:
“Deriden yer sofrası üzerinde yerdi” dedi.”1349
İbni Abbas radıyallahu anhuma’dan; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yere, toprağın üzerine oturur ve yerde yemek yerdi.”1350
Ebud Derda radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dayanarak/bağdaş kurarak ve kalbur (sofra altlığı) üzerinde yemek yeme”1351
Mustafa el-Buga Buhari ta’likinde şu notu düştü: “Muttekien: kalça üzerine oturarak doğrulmak ve yerleşmektir. Bir yanına ve ayaklara meyletmektir denildi.”
Muhammed Fuad Abdulbaki İbn Mace ta’likinde şöyle dedi: “Mutteki: bağdaş kurarak, yerleşerek oturmaktır. Yahut ayaklar üzerine dayanıp doğrularak oturmaktır. Ya da sırtını bir şeye dayamak veya ellerinden birini yere dayamaktır. Bütün bunlar yemede talep edilen edebe aykırıdır. Bazısı kibirlilerin fiilidir. Bazısı çok yiyenlerin fiilidir.”
Hattabi şöyle diyor: “Ben dayanarak yemem” hadisindeki “muttekien: dayanarak” kelimesini avamın çoğunluğu, bir tarafa meyledip yaslanmak zannediyorlar. Halbuki hadisin anlamı böyle değildir. Buradaki “mutteki” kelimesi ancak altındaki ayaklarına dayanmaktır. Ayaklarına dayanarak oturup doğrulana mutteki denir...
Anlamı şudur: yemek yediğim zaman çok ve çeşitli yemek isteyenler gibi ayaklara ve yastığa dayanarak oturmam. Lakin hafif otururum ve az yerim. Böylece oturuşum tedirgin şekildedir.”1352
Firuzabadi şöyle der: “İttika: dayanarak oturmak. Yani: yerleşmiş halde, bağdaş kurarak ve benzerleri gibi çok yemeye sebep olan oturuş şekilleridir. Bilakis bağdaş kurmadan ve yerleşmeden, tedirgin oturmak gerekir. Avam ve ilim talebelerinin zannettikleri gibi dayanmak ile kastedilen; bir tarafa yaslanmak değildir.1353
Aliyyu’l-Kari, şöyle der: “el-Ebheri dedi ki: Mutteki; ayaklar üzerine dayanıp yerleşerek oturandır. Avam mutteki kelimesini ancak bir tarafına yaslanan şeklinde bilir. Şüphe yok ki ittika lügatte âm ve hâs olan sözleri kapsar. Bu yüzden el-Kamus sahibi:
“Ben dayanarak yemem” hadisini “yerleşerek oturmak, bağdaş kurmak ve benzerleri gibi çok yemeye sebep olan oturuş şekilleridir” diye açıklamıştır. Bilakis bağdaş kurmadan ve yerleşmeden, tedirgin oturmak gerekir. Bilinmektedir ki, bir tarafa meylederek oturmak kibirden kaynaklanır ve burada kişinin kendisini tutmaya güç yetiremeyeceği çok yemeye işaret vardır.”1354
Tacu’l-Arus’ta şöyle denir: “İttika: dayanarak oturmaktır. Ancak yemek yerken dayanmak hakkında söylenir. Zira kavim, yemeğe dayanarak oturuyordu. Ümmet bundan yasaklanmıştır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ben kul gibi yerim” buyurmuştur. Diğer hadiste:
“Dayanarak yemem” buyurdu. Yani yerleşmek ve bağdaş kurmak gibi çok yemeye sebep olan şekillerde oturarak yemem demektir. Arapçada mutteki: ayaklarına dayanarak doğrulup oturan herkes hakkında kullanılır.
Hatta hadisin anlamı, İbnu’l-Esir’in dediği gibi: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in oturuşu kalkmak üzereymiş gibi tedirgin idi. çok yemek isteyenler gibi bağdaş kurmaz ve yerleşmezdi. İttika kelimesini bir tarafa meyletmek şeklinde açıklayan kimse, tıbba göre yorumlamaktadır. Zira böyle oturuş yemeğin kolay geçişini engeller ve bazen eziyet verir.”1355
1345 Sahih. İbn Mace (3263)
1346 Hasen. İbn Hibban (12/487) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (4/40, 43) Ebu’ş- Şeyh, Ahlaku’n-Nebi (588) Mehamili, Emali (454)
1347 Sahih. Buhari (5398)
1348 Sahih. İbn Mace (244)
1349 Sahih. Buhari (5386, 6450)
1350 Sahih. Begavi Şerhu’s-Sunne (1/277) İbn Ebi’d-Dunya Tevazu (111) Ebu’ş- Şeyh Ahlaku’n-Nebi (128, 615) Taberani (12/67) Elbani Sahihu’l-Cami (4915)
1351 Hasen. Taberani Evsat (1/14) İbn Asakir Tarih (45/408) İbni Şahin en-Nasih ve’l-Mensuh (s.475 no:634) el-Elbani es-Sahiha (3122)
1352 Mealimu’s-Sunen (4/242)
1353 Kamusu’l-Muhit (s.71)
1354 Mirkatu’l-Mefatih (2/30)
1355 Tacu’l-Arus (s.260)
Sol Eliyle Yeyip İçen Şeytana Benzer
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Biriniz yerken sağ eliyle yesin, içerken sağ eliyle içsin. Zira şeytan soluyla yer ve soluyla içer.”1356
Câbir radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sol elinizle yemeyin. Zira şeytan soluyla yer!"1357
1356 Sahih. Muslim (2020) Malik (1644) Ebu Davud (3776) Tirmizi (1799) İbn Mace (3266) Ahmed (2/8,33, 146) İbn Hibban (12/30, 148)
1357 Sahih. Muslim (2019)